Yeni bir blog yazımla tekrar karşınızdayım. Geçen yazımda bahsetmiştim bu yazımda yabancı uyruklu vatandaşların ülkemizden mülk edinmesi hususunda bir yazı kaleme alacağımı ifade etmiştim. Öncelikle şunu ifade edelim mülk edinme hakkı uluslararası yasalarca verilmiş bir haktır. Her ülke vatandaşı eğer imkanı varsa ve gerekli şartları taşıyorsa dilediği ülkeden mülk edinebilir. Özellikle göçmen konusunda çok talep alan ülkelere göz attığımızda bu konuda ABD ve Kanada örneği tam yerinde örnek olacaktır. Her iki ülke de çok fazla göçmen almaktadır ve mülk edinme hakkı tanımaktadır. Bizim ülkemizde toplum olarak turistlik amaçlı ziyaret dışında ülkemizde uzun süreli ikamet edilmesine Suriye savaşı öncesine kadar alışkın değildik. Ta ki Suriye savaşı sonrasında savaş mağduru göçmenleri ülkemiz sınırında önce misafir edilmiş, sonrasında savaşın kısa vade de bitmeyeceği de ön görülerek ülkemizin çeşitli şehirlerine insanlar göç etmişlerdir. Burada oryantasyon süreci çok önemlidir bizim ülkemizin örf, adet, kurallar, yasalar gibi tüm hususlarına uyum sağlayabilmek önemlidir. Şunu ifade edelim ki Suriyeli göçmenler başta zorlandılar ancak sonrasında kendi ülkelerinin durumunu görerek buraya ayak uydurmak zorunda kaldıklarını görerek aynı bizim gibi yaşamaya başladılar. Biz toplum olarak uzun vadeli ikamet eden yabancı ülke vatandaşlarına alışkın olmadığımızdan bu deneyimi ilk olarak Suriyeli göçmenlerle deneyimlemiş olduk. Ön yargı çok fazlaydı ilk başlarda. Ancak onlarında insan olduğunu unutmamak lazım. Kimse vatanından toprağından başka ülkelere göçebe bir hayat yaşamaya gitmek istemez. Şartlar doğrultusunda mecbur kalındığı için insanlar en yakın ve güvenilir ülke olarak bizim ülkemizi seçmişlerdir. Elinde maddi imkanı olan ve gerekli şartları taşıyan herkes uluslararası hak olan mülk edinme hakkından faydalandılar. Diğer bir gerçekte bizim ülkemiz coğrafi olarak çok avantajlı olduğundan maddi imkanı olan herkes mülk edinmeye başladılar. Başta Suriyelilerle başlamıştı sonrasında özellikle Arap coğrafyasında avantajlar göz önüne alınınca Katar, Suudi Arabistan, Libya vs. bir çok Arap ülke vatandaşları ülkemizden gayrimenkul almaya başladılar. Bu işin artıları da var , eksileri de var. Artılarından bahsedecek olursak ülkemize döviz giriyor özellikle bu ekonomik kriz zamanında döviz çok değerli. Ülkemiz tüm dünya da adeta bir cazibe merkezi haline geliyor. Ülkemiz ve özellikle de İstanbul dünya da popülerliği artan bir şehir oluyor. Dezavantajları yok mu bu durumun elbette var. İstanbul şu anda 16 Milyon ve bu nüfus artışıyla 20 Milyona doğru hızla ilerliyor. Zaten şehir trafiği mevcudu kaldırmıyor şimdi daha da çekilmez bir trafik sorunu olması bu işin kötü tarafı. Kalabalık olan yerde güvenliği sağlamakta zordur. Bu yönüyle de şehrimizin ve ülkemizin güvenliği de riskli oluyor. Diğer bir yandan yabancı yatırımcının gelmesiyle konut fiyatları %130 artış gösterdi ve hala da yukarı yönlü ilerliyor. Bu da yerli insanımızın konut edinmesini güçleştiriyor. Konut sayısının artması biz sektördekileri belki ticari anlamda memnun ediyor, daha çok iş alanlarının artmasıyla hem rekabet hem de hizmet alanımız genişliyor. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var ki insanlar şehir beton yığını haline geliyor bunu da görmezden gelemeyiz. Yabancı uyruklu site sakinlerinin artmasıyla site yönetimlerinin de vizyon ve misyonlarında değişikliğe gitmesi zaruri oldu. Örneğin, artık daha vizyoner bir bakış açısıyla siteler yönetiliyor. Önemli gün ve haftalar da etkinlik ve organizasyonlar artıyor. Yaza merhaba veya kışa merhaba gibi partiler verilerek site sakinlerinin kaliteli ve eğlenceli zaman geçirmesi sağlanıyor. Resmi bayramlarda çeşitli etkinliklerle özellikle sitelerin çocuklarına yönelik aktiviteler artmakta. Bunlar site yönetimlerinin de çok yönlü çalışmasını sağlamak zorunda bırakılıyor. Mesele sadece ortak alanın bakımı ve sitenin sükutunu sağlamaktan çıkıyor bambaşka bir boyuta geçiyor artık. Velhasılı vizyoner olmayan yöneticiler başarısızlığa mahkumlar. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim sitelerde kesinlikle profesyonel yönetimler olmalı. Bu işi hakkı ile yapmak zorunda herkes. Ödenen aidatlar artık ciddi rakamlara çıktıkça site sakinlerinin beklentileri de artıyor ve bunu sadece ve sadece bu işin ehli profesyonel yönetim firmaları aracılığıyla yapılabileceğini de buradan tekrar belirtmek isterim. Uzun bir konu anca bu kadar kısaltabildim zaman ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla.
14 Mart 2022 Pazartesi
YABANCI UYRUKLU VATANDAŞLARIN ÜLKEMİZDE GAYRİMENKUL EDİNMELERİNİN ETKİLERİ
1 Mart 2022 Salı
ENFLASYONLA MÜCADELEDE SİTE YÖNETİMLERİ
Merhabalar, yeniden blog yazılarıma devam ediyorum. Biliyorsunuz ki blog yazmak için ciddi zaman ayırmak gerekiyor ve bununla birlikte de işlerinizden vakit ayırmak lazım. Uzun zamandır bloglarıma ara vermemde öncelikle iş yoğunluğumun artması ve ayrıca siyaset ve stk çalışmalarında da aktif rol almamdan dolayı çeşitli aksamalar oldu bunun için bloğumu takip eden takipçilerimden çok özür diliyorum. Şimdi gelelim Covid 19 dan sonra tüm ülkelerin ekonomilerinde çeşitli sallantılar oldu. En gelişmiş ekonomiler dahi kemer sıkma politikalarına öncelik verdiler. Bizim ülkemizde de aynı ekonomik sıkıntılar gerçekleşti özellikle enflasyon rakamlarının yukarı yönlü gitmesi ve para birimimizin diğer ülke para birimlerine karşı tabiri caizse erimesi ülke insanımızı olumsuz yönde etkiledi dersek sanırım yanlış olmaz. Buraya kadar kısa özet geçtik şimdi gelelim asıl reel konumuza site yönetimleri neler yaptı bu süreçte. Öncelikle 10 yıldır bu sektörün içinde olan birisi olarak hizmet verdiğimiz sitelerimizde de, dışarıdan başka firmaların baktığı sitelerde de gördük ki herkes bütçe revizyonuna gitti. Covid 19' un pandemi olarak kabul edilmesi ile mucbir sebeplerin doğmasından dolayı bütçesi yetersiz olan site yönetimleri aidatlarına ilave zamlar yaparak bu durumu kurtarmaya çalıştı. Ancak takdir edersiniz ki emtia fiyatları ve üstüne enerji sektöründeki fiyat artışlarının etkilediği sektörlerden birisi de site yönetimleri oldu. Öncelikle biz ne yaptık ondan bahsedeyim. Bizim en son düşündüğümüz şey personel sayısını azaltmak oldu. Öncelik sırası belirledik sitelerimizde olmazsa olmaz hizmetlerimizi önem sırasına göre sıralayarak büyükten küçüğe bir grafik yaptık. Sonrasında gereksiz veya olmasa da olur dediğimiz gider kalemlerimizi bütçelerimizden ya çıkarttık ya da rakamını düşürdük. Şunu da belirtmek isterim ki bazı sitelerimizde ne yaparsak yapalım bütçeleri belirli seviyelere indiremediklerimiz oldu burada da yönetim kurulu kararlarıyla personel azaltımına gittik. Tabii bu geçici ve bir kaç sitemizde gerçekleşti bunun dışında devletimizin işverenlere yönelik teşvik ve yardım paketleri elimizi ilerleyen süreçte güçlendirdi ve çok şükür şu anda tam kadrolarla olması gerektiği gibi hizmetlerimizi vermeye devam ediyoruz. Buradan sektörde bulunan meslektaşlarıma şunu özellikle belirtmek isterim. Özellikle bu süreçte lütfen ama lütfen sadece olmazsa olmaz hizmetleri vermeye gayret gösterin. Diğer hizmetlerinizi bahar ayında planlayın yaz sezonunda da bütçe durumunuza göre gerçekleştirebildiğiniz kadarını gerçekleştirin. Özellikle bu dönemlerde genel kurullarda kat maliklerinin bakacağı tek ve yegane şey site bütçesinin pozitif olmasıdır. Artı bir bütçe görmek isteyeceklerdir. Aksi doğrudan ve direk başarısız bir yönetim olarak görülecektir. Bir sonraki blog yazımda Rusya-Ukrayna savaşı ve konutlarımızdaki yabancı sayısındaki gözle görülür artış durumlarının kritiklerini yapacağım. Hepinize sevgiler saygılar görüşmek üzere.
SİTELERDE BAHARA VE YAZA HAZIRLIKLAR BAŞLADI.
Herkese merhabalar. Güzel bir Nisan ayından ve Nisan yağmurlarının olduğu bir günden herkese keyifli günler dilerim. Ramazan ayının i...
-
Site yönetim kurulunu öncelikle tanıyalım sonra da site müdürünün görev ve sorumluluklarını anlayalım. Site Yönetim Kurulu: Eğer site yeni ...
-
Toplu sitelerin diğer apartman dairelerinden en büyük farkı kural ve yönetmeliklere bağlı olarak yaşam sürülmesidir. Herhangi bir mahallenin...